2015 Temmuz ayında tüp mide operasyonu ile midemi küçülttürdüm. Ondan sonraki zayıflama sürecimdeki zorlukları, güzellikleri, değişimleri çevremdekiler yakından, diğerleri ise sosyal medyadan takip ettiler zaten.
Ama tabi ki her egosal kimlik gibi, bende işin hep güzel yanlarını gösteriyorum herkese. Mesela incelen bileklerimi, 30 sene sonra ilk defa gördüğüm boynumu, iyicene belirginleşen yüzümü, gözümü, gülüşümü. Tansiyonum düştü, fıtığımın sıkıntısı azaldı gibi olumlu şeyleri anlatıyorum. Ama gel gör ki gerçekler böyle değil.
İlk ay 19 kilo verince ve bu hız böyle gidince sevgili derim ne yapacağını şaşırdı. 38 yıldır sımsıkı sardığı yağlar birden gidince, garibim neyi saracağını şaşırıp saldı gitti kendini. Operasyon geçirenler ve hekimler bu sarkmaların çok normal olduğunu, bir süre sonrada estetik operasyonu ile sarkan derinin alınacağını ve o zaman podyumların bana açılacağını anlattılar. Anlattılar da insan yaşamadan durumun ne kadar korkunç olduğunu bilemiyor tabi.
Şöyle anlatayım; 155 kiloyken bile mayo giyiyordum. Şuan istediğim bedendeyim, istediğim bikiniyi veya mayoyu alırım ama gidip kendime tesettür mayosu aldım. Elimi vicdanıma koydum ve dedim ki insanlık bu görüntü için henüz hazır değil; en iyisi örtmek.
Ben bu sıkıntılar ile kıvranırken, oruç da tutamıyorken, beklenen acı gün geldi ve tatile çıktım. Mekan Antalya. Tüm yol boyunca kumsalda salınarak gezinen, bacak boyu belime gelen, buğday tenli, süslü Rusları görüp nasıl kahrolacağımı düşünüp durdum.
Otele geldik. Ben dizlerime kadar inen mayomu giydim ve sahile indim.
Aaaa Ruslar yok. Kendini hala seksi zanneden, bacakları çatlamış, memeler sarkmış, sürekli çocuklarına seslenen yada kocasına çocuklara bakmıyor diye bağıran yurdum kadınları ile, emekliliğini alıp tatile gelmiş Alman ablalar var.
Biliyorum turizm kan ağlıyor, oteller kapanıyor, ekonomi sıkıntıda ama ben bu sene o Rusları kaldıramazdım ve işte güzel Yaradan da neye ihtiyacım varsa onu veriyor.
Sevgili turizm sektörü, biraz sıkın dişinizi, söz seneye uçurucağım sizi