Ve makyajımı tamam olup olmadığını anlamak için bir adım geri gidip, aynada kendime baktım.

İnce bir surat, belirgin yanaklar, pırıl pırıl yeşil gözler, kaşlar yay olmuş.

Olmuş işte, hem de çok güzel olmuş.

Aynada kendine bakıp güzel olduğunu bilmek nasıl bir tatmin, nasıl bir keyif anlatamam.

Güzelsin işte. Bunu tüm duyu organların ve kalbin ve zihnin ve ruhun ve egonla biliyorsun. Güzel olduğun hissi tüm iliklerine işliyor. Artık bilmeği bırakıp bu güzelliği yaşıyorsun. Bu güzellik gerçek oluyor. O saatten sonra biri karşına çıkıp saçının rengine ya da güzelliğine laf söylese bile gülüp geçiyorsun. Çünkü o ne derse desin sen zaten tek gerçek olan şeyi biliyorsun ve iliklerine kadar yaşıyorsun; GÜZELSİN.

Peki güzel olan sen misin, yoksa sende aslında yaradılışını mı sergiliyorsun? Sen mi güzelsin, yoksa güzel mi yaratıldın? Sen mi güzelsin yoksa seni yaradan mı?

Bir kez daha baktım aynaya.

Nasıl güzel yaratmışsın.

Nasıl bir yaratıcılıktır bu? Bu kadar detay, bu kadar sistem, bu kadar mucize…

Hadi ben basit bir varlığım ya denizlerin altı ya dağların zirvesi ya adını bile bilemediğim, adını bırak varlığını bile bilmediğim ama yok oluşu ile etkilendiğim binlerce canlı.

Zavallı insanın zihni, mantığı, kapasitesi almıyor.

Nasıl muhteşem bir Yaradansın sen. Anlayabildiğim kadarı ile bir de bu yarattığın muhteşemliğe burnumu sokuyorum ve senin yaratımına  habire yorum yapıp duruyorum. Şöyle olmalıydı, böyle olmalıydı, bunu demeliydi, bu olmamalıydı. Gülüp duruyorsun değil mi bana?

Yarattığın her şeye şükürler olsun.

Bilgen,narsistemiyimben