Diyorum ki şöyle bir farkındalık dolu yazı yazayım her şey içimizde diye. Okuyana ayna olsun ve kişi içinde hapsettiği negatif düşünce kalıbını fark edip, serbest bıraksın. Sonra da eşe dosta anlatsın, “bir yazı okudum ve tam da ihtiyacım olanmış” diye. Sonuç olarak insanın kendine ayna tutmasını sağlayacak birçok eğitimim var.

Geçiyorum klavyenin başına. Elimi on parmak yazacak şekilde harflere yerleştiriyorum ve ilk cümleye başlıyorum,

“Dışarıda bir şey yok, her şey bizim içimizde”

Bu cümleyi yazar yazmaz aklıma Cem Yılmaz geliyor. Hani bir parodisinde guru kadına gitmiş de kadın bunu söyleyerek 100$ almış(tıklayın). Başlıyorum gülmeye.

Sonra kalkıyorum yerimden, bir su içiyorum. Bu tarz maskaralıklara mahal vermeden insanın kendi içindeki döngüsünü anlatabilirsin diyorum.

Yine eller on parmak yazacak şekilde harflerin üzerine yerleşiyor,

“Dışarıda gördüğümüz her şey, aslında içimizde yaşadıklarımızın yansıması”

Bu cümleyi çok seviyorum aslında ama böyle düz yazınca da bir şeye benzemiyor ki. Düşünüyorum yazarak bunu nasıl anlatmalı diye. Sonuç olarak zihninde fitne fesat varsa, nereye baksan fitne fesat görürsün. İçinde korku varsa, ben elimi merhaba demek için bile sallasam, sen dersin ki Bilgen bana vurmak istedi. Endişeliysen, sana gül gelir, dersin ki bu güller hastalık yayıyor.

İşte sistem böyle çalışıyor, karşısındakini bildiği şeyle eşleştiriyor. Bildiği şey korkuysa, gördüğü güzellikleri bile bir ucundan tutup korkuya benzetiyor. Zihnimiz mükemmeldir. Olmayan şeyi oldu diye gösterir ve bunu da bize öyle inandırır ki Kurana el bassan günah yazılmaz hanene.

Bunu çok güzel anlatmak lazım insana ki artık dışarı ile uğraşmayı bırakıp kendi zihni ile uğraşmaya başlasın. Etrafı, kaderi, bahtını suçlayıp yargılar dağıtacağına, baksın bakalım bu işin temelinde nasıl bir sıkıntı var. O zamanda yazı bildiğin akademik yazı haline geliyor. Kendim bile yazarken sıkılıyorum. Zaten ciddi ciddi yazılmış binlerce de kitap var.

Bu işin hem okunabilir, hem uygulanabilir hem de eğlenceli yolunu bulacağım. Ben bulana kadar “sevgi içimizde” cümlesini hatırlayıp gülmeye devam edelim.

Bilgen, themelek