Şimdi kapat gözlerini ve hayal et;
Ay dolunay. Dolunayın ışıltısı tüm geceyi aydınlatıyor.
Mavi iskemleleri olan, tahta masalı beyaz örtülü bir balıkçıdasın. Sağında teknelerin ve balıkçı kayıklarının bağlı olduğu deniz, solunda tarihi taş binalar. Taş binalar ile aranda yol var ve trafiğe kapalı. Akşam gezmesine çıkmış insanlar. Spor ayakkabılı ve bermuda şortlu yakışıklılar, topuklu ayakkabıları üzerinde yürürken memeleri hoplayan makyajlı güzel kızlar, başörtüsünü yarım örtmüş yaşlı teyzeler, çocuğunun elini sımsıkı tutan anneler, elleri arkada bağlı göbekleri önde yayılarak yürüyen babalar.
Damağında o nefis balığın tadı var. Masada mezelerden kalmış son lokmalar. Elin buzun etkisi ile soğumuş rakı kadehine gidiyor. Son yudum. Kadehi kaldırıp
– Haydi, son yudum, deyip şerefe, aşka, mutluluğa tokuşturduktan sonra anasonun boğazından süzülerek akmasına izin veriyorsun.
Elin çatala gidiyor. Tabakta son kalmış mezeyi ağzına atıp atmamak arasında kalıyorsun. Yok ya, anasonun tadı boğazını keyifle gıcıklıyor zaten.
– Kalkalım mı? Diyor
Kalkalım mı?
Şuan bulunduğun yer o kadar keyifli ki acaba kalkılacak olan yer daha keyifli olur mu diye tereddüt yaşıyorsun. Şuan dursa, zaman, mekan, damarında akan kan dursa her şey ne güzel olur. Hava nefis, gece ılık, karnın tok, muhabbet eğlenceli, alkolün etkisiyle beden, zihin ve kalp rahatlamış, dudaklarında toparlayamadığın bir keyif gülümsemesi. Gerçekten kalkalım mı yoksa zamanın durması için dua edelim mi?
Ayağa kalkıyorsun. Başın hafif dönüyor. Havadan mı, geceden mi, dolunaydan mı, alkolden mi, keyiften mi? Yavaşça koluna girip, bedenini yaslıyorsun ona. Balıkçı olduğuna göre, kayık olduğuna göre, tarihi binalar ve deniz olduğuna göre az ileri de bir de iskele vardır değil mi?
– Biraz yürüyelim mi?
Elin onun kolunda, bedenin ona yaslı, adımlarınız, nefes alışınız, arada bir yan gözle birbirinize bakışınız bile uyumlu şekilde yürürken; seninle, sonsuza kadar sonsuzluğa kadar yürürüm diye düşünüyorsun. Parfümünün kokusu balıkçıların kokusuna karışıyor. Ona bakmadığın zamanlarda bakışların denize vuran ayın pırıl pırıl ışıklarında. Hayal bu ya, iskelede bir genç gitar çalıyor. Şöyle eskilerden bir aşk şarkısı. Birden duruyor ve elini beline koyup, seni kendine çekip küçük adımlarla dansa başlıyor.
O an tek düşündüğün; BU BİR HAYAL OLMALI.
Evet bu bir hayal, artık aç gözlerini.
Yaz geldi YAZ.
Ey insanoğlu silkelen, kendine gel ve aşkı bul artık!!!!!