Bir çocuğum daha olsun istiyorum.

Adı bile hazır “Ali Baran”.

Hııımm kız olursa mı, kız olmayacak ama illa olursa diye “Behice ……”. Kız olmayacağından o kadar eminim ki ikinci ismini bulamıyorum bile.

Kocaman karnım olsun istiyorum, sallana sallana yürüyeyim. Sıcaktan şikâyet edeyim, reklâmlarda ağlayayım, geceleri uyuyamayayım. Sanki dünya benim etrafımda dönüyor sanayım ve benimle ilgilenilmediğinde bozulayım.

Evde yeniden bebek kokusu olsun istiyorum. O minnacık şeyi omzuma alıp sıcaklığını duyarak ninniler söyleyeyim istiyorum. Mevlüdünü okutayım, altınlarını sayayım, diş buğdayı yapayım istiyorum.

Elif, Ahmet ve Ali kucağımda olsun ve onlara sımsıkı sarılayım ve “işte, mutluluk bu” diyeyim. 10 dakika sonra sıkılıp “Anne, alsana şunlardan birini kucağımdan. Aaaa daraldım ama, çıktınız hepiniz üstüme” diye bağırayım. Hepsi kucağımdan gittiğinde ise hepsini yeniden çok özleyeyim. Sonra da delirdiğimi düşünüp ağlayayım istiyorum.

Tabi Ali Baran için maalesef bir adam lazım. Adı “koca” olan, hayatıma yeni bir şey katamayacak, aksine varlığı ile omuzlarımda ek bir yük olacak, beni delirtecek, sinir edecek, hamileliğimi, loğusa zamanımı veya herhangi bir özel zamanı ağlayarak geçirmeme sebep olacak, evin içinde dolanıp huzurumu bozacak, sanki ben 13 yaşındaymışım gibi her yaptığıma karışacak, çocukların yükünü taşımama yardım etmek yerine bir de kendi sorumluluğunu benim üstüme yükleyecek, bir adam lazım.

Yok kalsın, ben hayatımı çok seviyorum. Babam evlenmeden çocuk sahibi olmama izin verene kadar da Ali Baran sadece hayallerde kalacak. (Duyan da babamın böle bi konuda ikna olabilirliği varmış sanır. Kendimi vurdurtmadan bu yazıyı bitireyim)

Hayırlı cumalar,

Bilgen,kızınıdövmeyendizinidöver