Üstümde tövbe estağfurullah bir miskinlik, bir bıkkınlık, bir elimi kolumu kaldıramama hali var.

Ya grip oluyorum ya da planım yok.

Yaradan sanırım beni yarış atı olarak yaratacakmış da son anda demiş ki “bunu insan yapayım da tecrübe etsin hayatı”. Ama koşturma özelliğini almayı unutmuş.

Mesela kafamda bir planım ya da hedefim yoksa çöküp kalıyorum. Elim kolum kalkmıyor. Öyle günlük şirket işleri, çocukların işleri filan benim için hedef değil. Hedef dediğin daha değişik, yeni, heyecan verici şeyler.

Mesela geçen yıl bu zamanlar Tayland gezisi için hazırlanıyordum. Aman nasıl keyfim yerindeydi anlatamam. Buda’lara bakıyorum, hangi meditasyonu yapmalı araştırıyorum.  Ankara Sigorta’nın gezisiydi. Gittiğim ekipten bir Allah’ın kulunu tanımıyorum. Tanımadığım insanlarla 1 hafta geçireceğim ilk seyahatimdi ve tabi ki ve en önemli özelliği beleşti. Gezi öncesinde tek harcamam pamuklu kıyafetler; gezi boyunca da tek harcamam eşe dosta hediyeler oldu.

Tayland sonrası bir şey oldu ve kapılar açıldı.

Ailecek tatiller, şirketlerin beleş yurtdışı gezileri veya aniden beliren geziler oluştu, hadi gelim mi, hadi gidelim tarzı. 3 kuruş denkleyip kaçıp gittim hep bir yerlere.

Çok gezdim ben geçen sene.

İşin komik yanı geçen sene bu zamanlarda bana sorsanız Tayland gezisi dışında planlanmış hiçbir gezi yoktu. Yani sıradan bir yıl yaşanıyordu. Aynı şimdiki gibi…

Bilemiyoruz iki gün sonra ne olacak hayatımızda; bilemiyoruz. Nasıl bir fırsat çıkacak, kiminle tanışacağız, birden bire ne olacak da hayatımız değişecek bilemiyoruz. Tüm bunları bilemiyorken bunca gelecek kaygısı nedendir bilmem.

Ver bakalım garantisini haftaya zengin olmayacağının ya da aşık olmayacağının. Ben şimdi düşünüyorum İzmit’ten taşınmak istesem 2 seneden önce taşınamam diye. Şu zavallı aklımla söylüyorum Katık’ın satışları 1000 olsun, öbür ay İzmir’deyim ya da Beyaz Atlı Prens desin ki “artık dizimin dibinde ol”

Zaten her şeyi seçtin geldin. Bırak seçenekler senin için dans etsin. Sen yapman gerekeni, olman gerekeni, yaşaman gerekeni yaşa ve kenara çekilip izle bakalım. İzle ve yaşadığın anın tadını çıkar.

Bak yağmur vuruyor cama. Al çayını. Ellerin ısınsın. Derin bir nefes al, kalbin ısınsın. Hadi bir şükret, dünya ısınsın.

Bilgen,sıcak