Bu aralar ne zaman sosyal medyayı açsam birileri ya nişanlanıyor ya evleniyor.

Neden bu aralar bilemiyorum, ne de olsa yaz bitti, hava soğudu. Artık sezonun kapanması gerekirken benim arkadaşlarım coşmuş durumda .

En son Görkem’in nişanını gördüm.

Her gördüğüm etkinlikte de bakıyorum tabi ne yapılmış, kim ne giymiş, ne takılmış, nerde yapılmış, nasıl süslemişler ortamı vs vs vs. Baktıkça da yorum yapıyorum her insan gibi, uyumlu mu, yakışmış mı, özenilmiş mi, çiftimiz gülümsüyor mu, oğlanın annesi nasıl, kızın annesi ne giymiş, baldız baldan tatlı mı?

Uyumlu çift ve özenilmiş etkinlikleri çok seviyorum. Mesela Görkem’in gömlek ve kravatı ile kızımızın nişanlığı aynı renkti. Ne güzel olmuş dedim. Gürkan’ın nikah şekerlerine bayıldım. Seda’nın gelinliğine bittim ama kesinlikle belli etmiyorum.

Bir daha evlenirsem bende böyle yapayım, dedim Görkem’in nişan fotoğraflarına bakarken.

Sonra durdum.

Daha uyumlu çift modası yokken biz uyumlu kıyafetlerimiz ile nişanlandık. Kaplama pasta yoktu, İstanbul’dan pasta geldi. Zaten iki hevesim vardı biri düğün konvoyu; diğeri içinde tek taş olan romantik bir evlilik teklifi. Allah razı olsun Murat konvoy yaptırdı. Tam istediğim gibi oldu. Düğün dersek en güzelini yaptık. Ev dersen kavga dövüşte olsa gönlümüze göre dayadık döşedik. Belki İtalyan mobilyalarımız yoktu ama bence çok güzel bir evimiz vardı. Düğün fotoğraflarımız bahçede çekilmedi ama o zamanın en iyisi neyse orada poz verdik. Borçsuz harçsız krallar gibi evlendik.

Peki sonra ne oldu?

Bitti.

Bir daha evlenecek olsam ne uyumlu gömlek ne harika mobilyalar isterim. Ne bir düğün hevesim var ne de gelinlik. (tek taş hevesim maalesef hâlâ duruyor) Benim artık tek beklentim var; o da huzur. (Aşk yazacaktım, parmaklarım huzur yazdı)

Huzur dediğinde gömlek rengi ya da senin annen burma taktı benim annem inci taktı ile olmuyor. Huzur kalp ile oluyor. Ben ilk evliliğimde evi doldurmuşum, eğer nasipte varsa ikincisinde kalbi dolduralım. (ya bu tek taşı da atlamazsak süper olur)

Amin