Ne kadar dinç kalkarsan kalk, hava böyle puslu olduğunda insanın üstünde bir ağırlık oluyor. Yataktan kalkmayı bırak, daha bir gömülesi geliyor insanın o sıcak yatağa. Yorganın altından kafanı hiç çıkarmadan, yarı uykulu, yağmurun sesini dinlemek istiyor insan. O gün ne yapacaksa kaytarmak istiyor. Depresyonda olmak istiyor. Depresyonda kalmak istiyor.
Ya da ne bileyim sıcak bir kupa çay olsa, soğumuş ellerin o sıcak kupayı tutup ısınırken, sen de camdan yağan yağmuru ve kaçışan insanları seyretsen. Hiç evden çıkman gerekmese. Yün çorapların ve uzun kollu pijamalarını hiç çıkarmadan üstünden kendini bir o koltuğa bir bu koltuğa atsan. Evde yemek olmasına rağmen dışarıdan pizza söylesen. Bol karbonhidratlı, pijamalı, boş bir gün olsa.
Çalışmasak böyle günlerde, uyusak.
Hadi bakalım hadi, bu kadar hayal yeter. Şimdi koca bir fincan kahve ile ayılmanın, işe gitmek zorunda olduğumuzun farkına varmanın ve çalışmak ibadettir diye düşünüp mübarek cumaya bol sevapla girmenin vaktidir.
Havalarda soğumaya başladı artık. Bu hafta sonu yazlık-kışlık yapmanın vaktidir. Artık menülere çorba eklemenin, yemek sonrası illa hafif de olsa bir tatlı yemenin zamanı geldi.
Çorba deyince, daha önce bahsettiğim ablamızı hatırlar mısınız, tarhana yapıyordu ev geçindirmek için? Dün pişirdim yine, tarhanası süper olmuş bu sene. Temiz, lezzetli ev tarhanası. Eğer almak isterseniz bana yazmanız yeterli, hemen gönderir. Reçelde yapmış ve taze fındıkta varmış. Ev makarnası da yapacakmış isteyeniniz olur mu? Ben geçen seneki makarnasına bayılmıştım, Ahmet de sağ olsun büyük bir azimle bütün stoklarımızı yoğurtlu yoğurtlu yedi.
Soframız bereketli,
Cebimiz paralı,
İçimiz huzurlu,
Sağlıklı, güzel bir kış olsun inşallah.
Hayırlı cumalar,
Bilgen,uyumakistiyorum