Ne kadar büyümüş olursam olayım, ne kadar içimde bayram coşkusu olmazsa olmasın, Kurban Bayramı deyince damağımda sıcacık ekmek arasında duran yumuşacık kavurmanın tadı beliriyor, ne yapayım.
İşte bunlarda çocukluğumuzdan kalma güzel zamanların damağımızda bıraktığı leziz anılar.
Kalabalık bayram günlerinin çocuklarıyız biz.
Ya önceden bizi doyurur ya da bize mutfağa masa açardı annelerimiz.
El öpmeyi bilen, bayramlıklarının kirleten, kirlettiği için dayak yiyen çocuklarız biz.
Hayvan haklarını bilmezdik ama hayvana da eziyet etmezdik. Kurban Bayramı barbarlıktır, diyen yabancı basını okuyacak dil bilgimiz yoktu ama fakirin fukaranın et yemesi için bahçedeki kınalı koyunun kendini feda ettiğini bilirdik. Belki çok hassas çocuklar değildik ya da çok mantıklı çocuklardık çünkü doğanın bu dengesini anlardık.
Şuan bile, ekmek arası kavurmayı yedikten sonra baklavaya geçmenin, sonrada ağırlık bastı deyip, yarım saat kestirmenin hayalindeyim.
Kim neye inanır,kim ne düşünür bilmem ama bol kavurmalı, gığır gığır baklavalı sevdiklerinizin yanında olduğu mutlu bir bayram diliyorum.
Bilgen,çokkiloaldım
Not: Yola çıkanlar dikkatli olun. Tek parça gidip tek parça gelin. (SİGORTALARINIZI YAPTIRMAYI İHMAL ETMEYİN)