Derler ki, kurban kesen ile kızı olan aşure yapmalıdır.

Evet, zaman su gibi akıp gidiyor ve Muharrem ayı da geldi. Artık evlerde büyük tencerelerde içinde bin bir çeşit malzemenin olduğu bereket aşı aşureler pişirilir. Sonra hanım kızlarımız eşofmanlarının altına geçirdikleri şıpıdak terlikleri ve ellerinde en süslüsünden tepsi ile önceliklerle apartmandaki komşulara, ardından ise yan apartmanlardaki komşulara aşurelerini dağıtır.

Aşure alınırken “Allah kabul etsin” denir ve mümkünse hemen bir kaseye boşaltılıp aşure kasesi su ile çalkalanıp verilir. Verirken de “hay Allah temizleyemedim” gibi mahcubiyet cümleleri kurulur. Hanım kızımız ise “ay nolucak canım” gibi telkin cümleleri söyler.

Bazı komşular kâseyi vermez, onlar da birkaç gün içinde ya kendi aşurelerini kaba koyar verirler ya da kâseye başka bir yiyecek koyup komşuya götürülür. Götürmüşken de kapıda ayaküstü 45 dakika kadar konuşulur. İçeri buyur edilir komşu, “yok girmiyim, çocuk evde” gibi cümleler söylenir ama muhabbet de bitmez.

Ne güzel geleneklerimiz var değil mi?

Allah daha çok etsin…

Aşureniz bereketli olsun.

Hayırlı Muharremler.

Bilgen,geleneksel