Dün akşam, “Devrim Arabaları” filmine gittim, bir salon dolusu makine mühendisi ile.
Filmin kadrosu mükemmeldi.
Giysiler, aksesuarlar, detaylar mükemmeldi.
Konu mükemmeldi.
Filme duyulan hayranlık mükemmeldi.
Ancak bir salon dolusu mühendisle gidilince filme, film biraz seyirci alışverişli oldu.
Benim gibi işletmeciler, filmde çıkan sahneleri film formatında seyrederken, çıkan sahnedeki piston kolunun bilmem kaç basınca nasıl dayandığı ve döküm yapan ustanın kullandığı kromun ölçüsü ile ilgili yorumlu seyretti mühendis arkadaşlarım.
Ama en güzeli, bir avuç Türk mühendisi 4 ayda bir araba yapmak için gece gündüz uğraşırken, onları alt etmeye çalışan bürokratın, arabanın yürümemesi karşısında yüzünde oluşan pis sırıtışa, arka sıralarda oturan bir mühendis ablamın dayanamayarak, “Sırıtma, sırıtma!!!” diye kızması oldu.(Ki, ben elimde olsa o adama ben tekme tokat girişecektim. Şiddete hâlâ karşı değilim)
Film bittiğinde mühendis arkadaşları bende alkışladım ve bir kez daha Türk olduğum için ve geçmişinde bu gibi temiz ve süper adamlar olduğu için gurur duydum.
Filmden çıktığımızda Murat’ın yüzündeki o gururla karışık mutluluğu görünce kıskandım açıkçası, neden biz işletmecilerle ilgili böyle bir şey yok diye ve kıskançlık cümlemi de ekledim;
NERDE O ESKİ MÜHENDİSLER…
Bilgen,evetkıskandımyalandeğil